birinin zayıf/can alacak damarını bulmak.
coşkularına bir boşaltma yolu bulmak
Verb
işinden tam memnunluk duymak
Verb
birinin gözüne girmek/teveccühünü kazanmak.
kıyabilmek, içi götürmek, … derecede insafsız olmak.
How can you find it in your heart to beat that child?
ürünleri için yeni pazar bulmak
Verb
kendi dalında iş bulamamak
Verb
lâyık olduğu düzeye/seviyeye/mertebeye/mevkie ulaşmak, kendi seviyesini bulmak.
After failing as a painter, he found his level as a political cartoonist.
bir şeyden payını almak
Verb
yerinin tam nerede olduğunu fark etmek
Verb
durumu düzeltmek, kendini geçindirecek hale gelmek, yeteneklerini geliştirmek.
(a) (bebek, hayvan yavrusu) yürümeye başlamak, ayaklanmak, (b) (yabancı çevreye) alışmak, intibak etmek.
He's only been at the school 2 weeks, and he hasn't really found his feet yet. (c) yardıma muhtaç olmadan bir işi başarmak.
yardıma muhtaç olmadan bir işi başarmak
Verb
kendi eşyasını kendi tedarik etmek
Verb
kendi akranını bulmak
Verb
politikasının onaylandığını görmek
Verb
yeniden konuşabilmek
Verb
(fikrini/düşüncesini) çekinmeden söylemek, açık konuşmak.
dostlarıyla ters düşmek
Verb
bir şeyi kafasına uygun bulmak
Verb
kıyamamak, cesaret edememek, içi götürmemek, yüzü olmamak.
No one had the heart to tell him he was through as an actor.
birine bir oda bulmak
Verb
(senet) geçerli kabul edilmek
Verb
bir şeyde kusur bulmak
Verb
ortak bir yaklaşım tarzı bulmak
Verb
kendini temsil edecek bir vekil bulmak
Verb
herkesçe kabul edilebilecek bir formül bulmak
Verb
birinde büyük değişiklik görmek
Verb
çorbasında saç bulmak
Verb
ulus çapında tepki görmek
Verb
reddetmek için bahane bulmak
Verb
bir hiç için kavga etmek
Verb
ürünleri için yeni pazar bulmak
Verb
memleket dışında bir iş bulmak
Verb
yurtdışında iş bulmak
Verb
bir alışverişi kârlı bulmak
Verb
...'den çıkış yolu bulmak
Verb
mahkemede birini suçlu bulmak
Verb
davalıyı mahkûm etmek
Verb
dikkatle dinleyen bir dinleyici topluluğu bulmak
Verb
bir şeyin açıklamaksını yapmak
Verb
bul ve değiştir
Information Technology
kefil bulma veya kefalet sağlama
kefalet senedinde kefil diye adı geçecek şahıslar bulma
müzakere için ortak zemin bulmak
Verb
bir firmada iş bulmak
Verb
(duyguları) … de ifadesini bulmak.
His anger at last found expression in loud cursing.
kusur bulmak, beğenmemek, tenkit etmek.
He's always finding fault with my work.
…'e kusur bulmak, şikâyet etmek.
birinde kusur bulmak
Verb
birinde kusur bulmak
Verb
iyilik görmek, lûtfa mazhar olmak, hoşa gitmek, göze girmek.
find favor with someone = gain/win someone's favor: birinin gözüne girmek.
He did all he could to win her favor: Onun gözüne girebilmek için elinden geleni yaptı.
find (lose) favor in someone's eyes: birinin gözüne girmek (gözünden düşmek).
birisinin gözüne girmek
Verb
lehinde karar vermek
Verb
kendi başının çaresine bakmak
Verb
davacının şikâyetinin yerinde olduğunu kabul etmek
Verb
davacı lehine karar vermek
Verb
piyasada boşluklar bulmak
Verb
piyasada boşluklar bulmak
Verb
yardım gerekmeden bir işi başarmak
Verb
geceyi geçirmek için bir oda bulmak
Verb
kendi dalında iş bulamamak
Verb
kendine gelmek, öz benliğini/şahsiyetini bulmak, kendi kabiliyet ve meziyetlerini keşfetmek.
giyim kuşamını kendi finanse etmek
Verb
kendini yangından çıkmış gibi hissetmek
Verb
(a) gerçeği öğrenmek/keşfetmek/bulup çıkarmak.
find someone out: birinin ne mal olduğunu anlamak.
(b) anlamak, farkına varmak, haberdar olmak.
işlerin ne şekil alacağını görmek
Verb
olanların aslını keşfetmek
Verb
incir çekirdeğini doldurmayacak şey için kavga etmek
Verb
bir hiç için kavga etmek
Verb
birinin zayıf yanını bulmak
Verb
birinin zayıf noktasını bulmak
Verb
kapıları mühürlenmiş bulmak
Verb
birini bir suçtan suçlu bulmak
Verb
birini suçsuz bulmak
Verb
uzun arayıştan sonra bulmak
Verb
bir şeyi anayasaya uygun bulmak
Verb
defterleri düzenli bulmak
Verb
bir şeyi yapmaya cesareti olmak
Verb
gerekli parayı bulmak
Verb
(gerekli) parayı bulmak
Verb
(gemi) geminin yerini saptamak
Verb
bir şeyin sır rını keşfetmek
Verb
kusurlu bulmak, umduğu gibi çıkmamak.
be found (to be) wanting (in): yeterli/lâyık görülmemek.
mahkemede birini suçlu bulmak
Verb
para bulmakta güçlük çekmek
Verb
büyük güçlüklerle para bulmaya çalışmak
Verb
para bulmakta büyük güçlük çekmek
Verb
çok para ihtiyacı olmak
Verb
bir dava hakkında sonuna kadar mücadele etmek
Verb
jüriyi karar vermeye bırakmak
Verb
birinin dilini çözmek
Verb
.. ile kendini avutmak uyor
zor durumda bulunmak, müşkülâta saplanmak.
bir şeyi anayasaya uygun bulmak .
bir iş bulmaya çalışmak
Verb