unite

English-Turkish Translation

  1. Verb birleş(tir)mek.
  2. Verb bağlamak, raptetmek, yapıştırmak.
  3. Verb anlaştırmak, fikir birliği sağlamak, ittifak ettirmek.
  4. Verb (nitelikçe) ortak olmak, ortak özellikler göstermek.
  5. Verb ortak hareket etmek, birlikte iş görmek.
  6. Verb aynı fikirde/kanaatte olmak.
  7. Verb nikâhla(n)mak, evlen(dir)mek.
  8. Verb mezcetmek, nefsinde toplamak.
  9. Noun eski İngiliz altın lirası (1604'te James I tarafından bastırılmıştır.
    Jacobus
    d.d.).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

unite companies
şirketleri birleştirmek Verb
unite one country with another
bir ülkeyi bir diğeriyle birleştirmek Verb
may God unite you again
Allah kavuştursun
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ayrı teknik ünite
separate technical unit Noun, Transport
bağımsız ünite
separate unit
bağımsız ünite
self-contained unit
tek ünite olarak yüklenmek üzere hazırlanmış bir grup mal
unit load
ünite
unit
Turkish-English phrases from Zargan's own database

ünite
Bir bütünü meydana getiren ve kendi ... bölümlerden her biri, birim